18 Ekim 2011 Salı

Türkiye'yi Neler Bekliyor?




Uzunca bir süredir Türkiye’nin Astrolojik haritasını enine boyuna inceliyorum, daha önce de bir çok yazı yazmıştım, Türkiye’nin astrolojik haritası üzerinden, bir takım öngörülerde bulunmuştum. (Suikastler, seks skandalları, depremler)  Çoğu istemesem de gerçekleşti, merak edenler blogun arşivinden yazılarımı ulaşabilirler. Şimdi yılbaşına kadar olan sürece kadar hem dünya hem de Türkiye üzerinde ne gibi etkiler söz konusu olacak bundan bahsedelim biraz. Şekilde gördüğünüz Türkiye’nin kuruluş anının astroloji haritasıdır, değerlendirmeler bu harita üzerinden yapılacaktır. Elbette gün gün çıkarımlarda bulunmak imkansız, kendimce önemli gördüğüm tarihler üzerinde tespitlerde bulunacağım; yalnız önemli bir uyarıda bulunmak istiyorum, yapı itibari ile çokta Pollyanna ile pek uzaktan yakından ilişkim yoktur, ne yazık ki sizlere harika haberler vermeyeceğim, aksine yazıyı okuduktan sonra içiniz biraz daha kararabilir. “Ayy sen ne karamsarsın” gibi eleştirecek olanları yazıyı okumamasını şiddetle tavsiye ederim!

Öncelikler Transit etkilere göz atalım, (Gökyüzünde şu an hareket eden gezegenlerin Türkiye haritası üzerinde ki etkileri)

Satürn 24 Ekim itibari ile Türkiye’nin 4. evinden çıkarak 5. evine giriş yapacak, dünya astrolojisine göre 5. ev, genç nesil, çocuklar, spekülatif konular, sosyete, halkın mutluluk kaynağı, doğum, sanatçılar, TV’de ekran önünde olan kişiler, borsa ve vergilerle  ile ilişkilendirilir. Yıl sonuna kadar Satürn’ün burada seyahat edecek olması bu konularla ilgili yeni düzenlemelere, kuralların getirileceğine işaret etmekte. Gerçi vergilerle ilgili ayak seslerini şimdiden duyurmaya başladı Satürn ama daha da yenilerinin geleceğine işaret ediyor ne yazık ki. Satürn’ün genel anlamda ders verici, kısıtlayıcı, kural koyan bir yapısı vardır.
 Satürn  buradan geçerken halkın canlılığını ve motivasyonunu azaltıcı bir etki yapabilir. Bu dönem genç kesim, çocuklar çok daha ön plana çıkacaktır. Özellikle sanat, TV gibi konularda yeni düzenlemeler, kurallar uygulanabilir. Genel anlamda borsa sektöründe ki bu mali durumu da kapsamakta aslında, kısıtlayıcı zorlayıcı etkiler altında olabileceğimize işaret etmekte. Ekonomik krizin sinyallerini iyiden iyiye alıyor olacağız.

Önümüzde ki hafta kesinleşecek olan Jüpiter -  Pluton görünümünün etkinleşmesi de dikkat çekici olacaktır. Pluton Oğlak ve Jüpiter Boğa burcunda hareket etmekte, her ikisi de toprak grubu burçlar ve bu ikilinin etkinleşmesi depremlerin ve kayıpların habercisi olabilir. Pluton'un yıkıcı, değiştirici, dönüştürücü etkisi vardır ve Jüpiter burada büyüteç görevi görebilir. Dikkatli olmakta yarar var.

Özellikle 19 Kasım haftası (+/- 1 hafta) olarak değerlendirmekte yarar var, bu tarihlerde Satürn, Türkiye’nin Merkür’ü ile birlikte hareket edeceği zamanlar, bu etki ile tamda bu tarihlerde taşımacılık ve ulaşım sektörü ile ilgili zam haberleri alabiliriz. Türkiye için önemli bir karar, yazılı anlaşma dönemi olarak gözükmekte. Hatta bu tarih şu açıdan çok önemlidir, Gökyüzünde hareket eden Satürn, doğum anında ki Satürn ile kavuşum yapacak. Kısacası kasım ayında Türkiye Satürn döngüsünü 3. kez tamamlamış olacak. Satürn döngüsü dediğimiz şey kısaca, gökyüzünde hareket eden Satürn’ün doğum anında ki Satürn ile kavuşum yapmasıdır. Satürn döngüleri astrolojide çok önemlidir, önemli bir dönemeçtir, yol ayrımıdır, ciddi sorumlulukların yüklendiği zamandır. Bireysel olduğu kadar dünya haritalarında da önemli bir yeri vardır. Türkiye ilk Satürn döngüsünü 1953-54 yıllarında yaşadı yaşadı, tamda bu dönemde;

-          Menderes, Yugoslavya’nın NATO’ya alınması gerektiği inancı ile NATO konseyine resmi öneride bulunmuştur. Ancak Tito, Yugoslavya ile İtalya arasındaki Trieste Sorununu ileri sürerek NATO’ya girmeye yanaşmamıştır. Bu değişik yaklaşımları bağdaştırmak için bulunan çözüm, Türkiye, Yunanistan ve Yugoslavya arasında 28 Şubat 1953’te Ankara’da bir Dostluk ve İşbirliği Anlaşmasının imzalanması olmuştur. (Hem Satürn döngüsü, hem de Satürn-Merkür kavuşumu)  Anlaşmaya göre üç devlet ortak çıkarlarıyla ilgili konularda birbirlerinin görüşlerini alacaklar, Türk Yugoslav ve Yunan dışişleri bakanları yılda en az bir kez toplanacaktır. Üç ülke 6 Ağustos 1954’te Yugoslavya’nın Beld kentinde imzaladıkları anlaşma ile Pakta yeni bir karakter vermişlerdir. Anlaşmaya göre üç devlet, içlerinden birine veya birkaçına ülkelerin herhangi bir yerinde vuku bulacak silahlı tecavüzü bütün akit taraflara tevcih edilmiş kabul etmektedir. (http://www.populertarih.com/dp-donemi-siyasi-gelismeleri-ve-1954-1957-secimleri/ )
-          Atatürk' ün naaşı Anıtkabir yapılıncaya dek on beş sene bu geçici kabirde kaldı ve 10 Kasım 1953' te büyük bir merasimle, ebedi istirahat yeri olan Anıtkabir' e nakledildi. O, Türk' ün tarihinde ve gönlünde ebediyen yaşayacaktır, ölümsüzdür. O bir kumandan olarak birçok savaş kazanmış, bir lider olarak kitleleri etkilemiş, bir devlet adamı olarak başarılı bir yönetim sergilemiş ve nihayet bir devrimci olarak bir toplumun sosyal, kültürel, ekonomik, politik ve hukuki yapısını kökten değiştirmeyi başarmış; dünya tarihindeki en üstün şahsiyetlerden birisi olmuştur. Tarih onu Türk ulusunun en şerefli evlatları ve insanlığın en büyük liderleri arasında sayacaktır. (Satürn döngüsü hikayesi) (http://www.biyografi.info/kisi/mustafa-kemal-ataturk )

-          Tam adı; "İnsan Haklarını ve Temel Hürriyetleri Korumaya İlişkin Sözleşme"dir. Bu milletlerarası sözleşme 3 Eylül 1953'te beş ek protokolle yürürlüğe girmiştir. Türkiye bu sözleşmeyi 10 Mart 1954 tarihinde çıkardığı bir kanunla onaylamıştır. Bu kanun 19 Mart 1954 tarih ve 8662 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanmıştır. Şu anda Avrupa Konseyine üye olan 21 ülkeden 20'si sözleşmeyekatılmıştır. Konseyin yeni üyesi Liechtenstein ise henüz sözleşmeye taraf değildir. (Satürn döngüsünde ve yine Satürn, Merkür ile kavuşumda) (http://www.turkcebilgi.com/ansiklopedi/avrupa_insan_haklar%C4%B1_s%C3%B6zle%C5%9Fmesi )

       -    22 Haziran 1953’te toplanan 10. Kurultay'da parti programında ilk kez "Hukuk Devleti" kavramına yer verildi, iki meclisli bir sisteme geçilmesi, Anayasa Mahkemesi'nin kurulması, seçim güvenliği, yargıç bağımsızlığı, sendika ve meslek örgütleri kurma özgürlüğü, işçilere grev hakkı gibi görüşler programa girdi. Kurultay sonunda yapılan seçimlerde İnönü tekrar Genel Başkanlığa, Kasım Gülek de 860 delegeden 709'unun oyunu alarak Genel Sekreterliğe seçilmiştir.


İşte ilk Satürn döngüsünde gelişen olaylar bu şekildedir, Türkiye 2. Satürn döngüsü ise 1982-83 zamanına rast gelmektedir, daha yakın bir tarih ve bir çoğunuzda bu süreçte ki olayları daha net hatırlayabilir;


-          Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 23 Eylül 1982 tarihinde Danışma Meclisi tarafından ve 18 Ekim 1982 tarihinde Milli Güvenlik Konseyi tarafından kabul edilmiş, halkoyuna sunulmak üzere 20 Ekim 1982 tarih ve 17844 sayılı Resmî Gazetede yayınlanmış, 7 Kasım 1982 Pazar günü yapılan halkoylaması sonucu % 91,17 oranında kabul oyu ile kabul edilmiş, bu kez tekrar 2709 sayılı Kanun olarak 9 Kasım 1982 tarih ve 17863 mükerrer sayılı Resmî Gazetede yayınlanmıştır. ( 82 anayasasının kabulü, Satürn döngüsü ve yine Merkür ile Kavuşum )

-          9 Ocak 1982 : Akşam Gazetesi'nin yayını Sıkıyönetim Komutanlığı'nca durduruldu. (Satürn döngüsü-Merkür)

            - 2 Aralık 1982 : Günaydın Gazetesi'nin yayını, Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından durduruldu. 

            - 9 Aralık 1982 : Türkiye Gazetesi'nin yayını, Sıkıyönetim Komutanlığı'nca durduruldu. 

-          23 Nisan 1982 : TRT, renkli yayına başladı.  ( 5. ev medya demiştik yukarıda)

Olaylı 82 yılına ait Satürn döngüsü ve Merkür kavuşumuna örnek olabilecek daha pek çok olay vuku bulmuştur. (http://www.rizeface.com/nostalji-bolumu/nostalji-kategorisi/1982-yilinda-turkiye-5103.html )




Neden bu kadar uzattım ve örneklendirme yaptığıma gelince; biz kasım-aralık sürecinde yukarıda bahsettiğim gibi 3. Satürn döngümüze gireceğiz ve yine Merkür devrede olacak; politikacılar, anayasa, medya, basın-yayın gibi konularda yeni anlaşmalar, düzenlemeler, kurallar, önemli açıklamalar gündeme gelebilecektir bu süreçte. Uluslar arası önemli görüşmelerin ve anlaşmaların yapılabileceği gerçekten de Ülkece yol ayrımına gireceğimiz bir süreç olacak. Bu Satürn döngüsü sürecinde; önemli politik kararlar alınabilir, Türkiye’nin önümüzde ki 29 yılını etkileyecek önemli adımlar atılabilir, önemli Türkiye’de politikacıların veya sanatçıların ölüm haberlerini alabiliriz, bankacılık sisteminde köklü değişimler yaşanabilir, yolsuzlukların önüne geçilmesi için ciddi çalışmalar yapılabilir, Türkiye’yi uluslar arası alansa temsil edecek filmler ve tiyatrolar gündeme gelebilir ve başarı yakalabilir, bazı politikacılar göz altına alınabilir, tutuklanabilir, banka borçları ile ilgili yeni yapılandırmalar yapılabilir, özellikle borsa da Altınla ilgili hızlı yükseliş haberleri alabiliriz, Altın önümüzde ki aylarda çok ama çok yükselebilir haberiniz olsun. Gazeteler, medya kuruluşları ile ilgili kapatma davaları açılabilir hatta kapatılabilirde. Medyada yeni düzenlemeler kapıda haberiniz olsun. (Az önce arkadaşımla konuştum, bu çok damgasını vuracak bir olay değil ama 82 yılında Bülent Ersoy Bostancı Meydanında memelerini açarak isyan etmiş hehehe)

      Tabii ki bununla da kalmayacak, 25 Kasımda Yay burcunda bir Güneş tutulması meydana gelecek, bu tutulma Türkiye’nin 6. evine düşecek. Dünya astrolojisinde 6. ev, halkın sağlığını, sağlık ve hizmet sektörü çalışanlarını, sendikalar, ordu ve deniz personeli, polis kuvvetler ve yemek yenen yerler, başkan yardımcıları ve milletvekilleri ile ilgilidir. Bu alanda gerçekleşecek olan Güneş tutulması sayesinde (Ki tutulma ile ilgili daha sonra detaylı bir yazı hazırlayacağım )  bu konular çok daha fazla ön plana çıkmaya başlayacaktır. Sağlık sektörü ile ilgili yeni yapılandırmalar yapılabilir, tamda bu tutulma zamanı memurlar, işçiler ciddi grevlere, iş bırakma eylemleri yapabilirler. Başkan veya başkan yardımcısının sağlığına ilişkin olumsuz haberler alabiliriz.

            10 Aralıkta İkizler burcunda bir Ay tutulması meydana gelecek ki beni asıl endişelendiren bu ay tutulması olacak, çünkü hem kendi içinde Mars ile hem de Türkiye haritasında Uranüs ile sert kontakları olacak, yine bir toplumda göz önünde olan, yönetimde söz sahibi kişilerle ilgili suikast girişimleri olabilir.  Özellikle Ay ile Uranüs irtibatı isyanları, özgürlük temalarını, patlamaları, taşkınlıkları, statüko ile mücadeleyi, teknoloji alanında ki gelişmeleri, havacılık ve uçaklarla ilgili gelişmeleri, büyük önemli kazalara işaret ediyor. ( Tutulma ile ilgili detaylı olarak daha sonra bir yazı hazırlayacağım )

Benim dikkatimi çeken bir nokta daha,  gökyüzünde hareket eden Pluton önce Türkiye’nin doğum anında ki Mars ile gergin bir görünümü yapacak ve ardından 2013’ün sonları itibari ile Türkiye’nin doğum anında ki plutonun tam karşısına gelecek, aralığın son haftası ve ocak ayı itibari ile savaş çanları çok daha etkin bir şekilde çalmaya başlıyor, uluslar arası ilişkilerde ciddi zorlanmalar, anlaşmazlıklar, ayrımların ortaya çıkabileceği tarihler. Türkiye eğer akıllıca politik adımlar atmaz ise ciddi bir savaşın içine doğru sürüklenebileceğimize işaret etmekte.



Sevgiler…